2.Hafta – Afete Hazırlıklı Gençler! – Atölye
14 Eylül Cumartesi günü 2.atölye gerçekleşti. Bu haftanın konusu toplum gözünden vakalarla afetlerin incelenmesiydi. Güzel bir kahvaltıyla güne başlandı.Katılımcıların güne daha aktif başlaması için ısınma oyunları oynandı.Takımların retro vakti oldu.Takımlar geçen haftaki çalışma sürecini değerlendirecekti. Bu süreci ise üç ana başlıkta incelediler.Neleri iyi yaptık?, Neleri kötü yaptık?, Neleri daha iyi yapabiliriz şeklindeydi.Retro vakti bittikten sonra her takım verilen feedbackleri göz önüne alarak gelecek haftanın planlamasını yaptı. Planlamalar bittikten sonra her takım sırayla bir önceki hafta yaptığı işlerden ve ne durumda olduklarından bahsetti.
Saat 12 gibi elmas oyunu oynandı. Bu oyunda 11 alt başlık verildi. Bu alt başlıklar ülkemizdeki afet yönetimi göz önüne alınarak önem sırasına göre dizildi.Verilen başlıklardan 2 tanesi elmasta yer almadı ve her takım sunumlarının başında neden ve hangi başlıkları çıkardığını söyleyip ardından önem sırasına göre anlattı.
Elmas sunumundan sonra küçük bir oyun oynandı. Bu oyunda moderatörün söylediğinin tam tersinin yapılması gerekiyordu. Örneğin, “ileri bir adım at” komutu geldiyse geriye bir adım atılması gerekiyordu. Başta kolay gibi gözükse de hızlandıkça hiç de o kadar kolay değildi.
Vakalarla Kök Neden Analizi
Sonrasında vakalarla kök neden analizi atölyesi gerçekleşti. Katılımcılar 4 gruba bölünerek verilen olaylar üzerinden afet durumlarını inceledi.Afet sonrasında çözüm önerileri sunulmuş mu, iyileştirmeler yapılmış mı gibi sorulara cevap arandı ve sunum yapıldı. Verilen olaylar şu şekildeydi:
1999 Düzce Depremi
12 Kasım 1999’da, Türkiye’yi derinden sarsan Düzce Depremi, saat 18:57’de 7.2 büyüklüğünde meydana geldi. Marmara Bölgesi’nde zaten büyük yıkıma neden olan 17 Ağustos 1999 İzmit Depreminin ardından, Düzce’deki bu felaket binlerce insanın hayatını etkiledi. 845 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 5.000 kişinin yaralandığı bu depremde, yüzlerce bina yıkıldı ve çok sayıda insan evsiz kaldı. Afet sonrası, Türkiye’de depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm çalışmalarının önemi bir kez daha gündeme geldi. Düzce Depremi, ülkenin sismik tehlikelere karşı daha dirençli hale getirilmesi gerektiğini gösteren unutulmaz bir felaket olarak tarihe geçti.
Kastamonu Bozkurt Sel Felaketi
11 Ağustos 2021’de, Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi, Türkiye tarihinin en büyük sel felaketlerinden birine tanıklık etti. Yoğun yağışlar sonucu Ezine Çayı taştı, ilçeyi devasa su kütleleri ve enkaz yığınları kapladı. Yüzlerce bina yıkılırken, çok sayıda insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. 82 kişinin hayatını kaybettiği ve büyük maddi zararın yaşandığı bu felaket, iklim değişikliğinin ve altyapı eksikliklerinin doğurabileceği sonuçları bir kez daha gözler önüne serdi. Afet sonrası başlatılan çalışmalarla Bozkurt ilçesi yeniden inşa edilirken, Türkiye’de afet yönetimi ve önleyici tedbirler konusu daha fazla tartışılmaya başlandı.
2021 Yılında Çıkan Ege ve Akdeniz Orman Yangınları
2021 yazında düşük nem ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle Ege ve Akdeniz bölgelerinde çıkan orman yangınları, Türkiye’nin son yıllarda karşılaştığı en büyük çevresel felaketlerden biri oldu. Temmuz ayında başlayan ve günlerce süren bu yangınlar, özellikle Antalya, Muğla ve Marmaris’te binlerce hektarlık orman alanını küle çevirdi. Yüzlerce ev ve iş yeri hasar görürken, binlerce insan tahliye edilmek zorunda kaldı. Yangınlar, Türkiye’nin doğal güzelliklerine ve ekosistemine büyük zarar verirken, çok sayıda hayvan da yaşam alanlarını kaybetti. Bu felaket, iklim değişikliğinin etkileri ve orman yangınlarına karşı alınması gereken önlemlerin önemini bir kez daha gündeme getirdi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Kuraklık
2021 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, uzun süredir devam eden bir kuraklıkla mücadele etti. Yetersiz yağışlar ve artan sıcaklıklar, tarım arazilerini etkiledi ve su kaynaklarının hızla tükenmesine neden oldu. Özellikle hayvancılık ve tarım ile geçinen bu bölgelerde üretim ciddi anlamda düşerken, çiftçiler büyük zorluklar yaşadı. Barajlar ve göletlerdeki su seviyeleri kritik noktalara inerken, birçok köy su sıkıntısı ile karşı karşıya kaldı. Bu kuraklık, iklim değişikliğinin yarattığı risklerin bölgede daha ciddi etkiler oluşturabileceğini gösterdi ve su yönetimi ile sürdürülebilir tarım uygulamalarının önemini bir kez daha hatırlattı.
Sunumlar bittikten sonra ise aynı gruplar araştırdıkları konuları daha da ülke genelinde araştırmak için yeniden toplandı. Örneğin, Ege ve Akdeniz yangınlarını anlatan grup ülkede şimdiye kadar olan büyük yangınları ve çıkış sebeplerini araştırdı. Etkinliğin ana amacı sürekli meydana gelen bu afetlere karşı gerekli önlemin alınıp alınmadığını gözlemlemekti.
Sosyolojik Afet Vakaları
Son olarak saat 16.00 gibi sosyolojik afet vakaları hakkında drama oyunu oynandı. Her gruba başlıklarla alakalı birer tane senaryo verildi ve 3 dakikalık bir tiyatro oyunu oynanması istendi.Bu başlıklar yatkınlık, kolektif hafıza, zayıf bağların gücüydü.
Yatkınlık
Bireyler, içinde bulundukları kültürel, sosyal ve ekonomik koşullara bağlı olarak belirli davranış ve tutumlara daha yatkın hale gelirler. Bu yatkınlık, çoğunlukla erken yaşlarda aile, eğitim ve çevre aracılığıyla kazanılır.
Bu grup sel felaketinde deneyimli olan bir STK’nin içinde bulunduğu bölgedeki sel riskini azaltmak için girişimde bulunmasına dair bir oyun oynadılar.
Kolektif Hafıza
Kolektif hafıza, bir toplumu oluşturan bireylerin ortak geçmişi nasıl hatırladığını ve bu hafızanın toplumsal kimliği nasıl şekillendirdiğini açıklayan bir kavramdır. Toplumlar, tarihi olaylar, travmalar, başarılar ve değerler etrafında ortak bir hafıza oluşturur.
Bu grup ise tarımla uğraşan ve kuraklık nedeniyle köylerinden göç eden bir grup insanın yeni köylerinde aynı sorunu yaşamamak için çabalamasını anlatan bir oyun oynadı.
Zayıf Bağların Gücü
Güçlü bağlar, yakın arkadaşlar ve aile üyeleri gibi bireylerin sürekli iletişimde olduğu kişilerle kurulan ilişkilerdir. Buna karşılık, zayıf bağlar ise daha yüzeysel veya seyrek iletişimde olunan tanıdıkları ifade eder. Zayıf bağlar, özellikle iş bulma, yeni fırsatlar yakalama veya farklı bilgi kaynaklarına erişme gibi konularda beklenmedik fırsatlar sunabilir. Çünkü bu kişiler, bireyin güçlü bağlarına kıyasla farklı sosyal çevrelere ve bilgilere erişim sağlar.
Bu grup ise yaşadıkları mahalledeki bazı evlerin 1999 öncesi inşa edilmiş olması ve apartmanların birbirine yapışık olmasından kaynaklı güvende hissetmeyen mahalle sakinlerinin bir araya gelerek afet üzerine toplantı düzenlemeleri üzerine bir oyun oynadı.
Katılımcı Geri Bildirimleri
“Webinarda afetin sosyolojik bakışını ele aldık. Ve drama atölyesiyle öğrendiklerimizi eğlenceli ve akılda kalıcı bir şekilde pekiştirdik. Drama ve diğer atölyelerle birlikte daha verimli hale geldi.”
-Şeyma Kibar
“İlk hafta taşlar tam yerine oturmamıştı 2.hafta çok daha iyi geçti katılımcıların birbirine ısınması ve webinarlardaki konuların atölyelerde pekiştirilmesi gayet eğitici ve eğlenceli oldu”
-Hüseyin Başak
Sonuç
Gayet güzel bir haftaydı oynanan oyunlar ve yapılan atölyeler öğretici olduğu gibi çok da eğlenceliydi. Son olarak günün sonunda bireysel puanlamada ilk 3 e girenlere ödülleri verildi. Sırasıyla Zehra Nur, Huzeyfe ve Ayşe Nur oldu. Herkese tebrikler ♥
2023-1-TR01-ESC30-SOL-000124865 kodlu bu proje Erasmus+ Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Bununla birlikte, ifade edilen görüş ve düşünceler yalnızca Tebessüm Hareketi Derneği’ne aittir ve Avrupa Birliği’nin veya Türkiye Ulusal Ajansı’nın görüşlerini yansıtması gerekmez. Bu görüş ve düşüncelerden Avrupa Birliği ve Türkiye Ulusal Ajansı sorumlu tutulamaz